Spor Eğitiminin Felsefesi Tarihi ve Yeni Yaklaşımlar

Yetiştirdiğimiz bireyler; sorgulayıcı, akıl yürütme becerisi kazanmış, doğaya ve diğer insanlara karşı, sosyal sorumluluk bilinciyle hareket eden, özgür iradesiyle seçimler yaparak, hak ve özgürlüklerini aktif olarak kullanan bir kişi olarak karşımıza çıkmalıdır. Yurtta ve dünyada barış ilkesi için, sahip olunması gereken bu nitelikler, tüm insanlar için yaşanılabilir bir dünya yaratmak adına önem taşımaktadır. Bu nedenle, ideolojilere, yerel ahlaka, dini inançlara ve kişilere göre değişmeyen, ‘insan onurunu’ temel alan, demokratik ve laik bir eğitim felsefesine ve eğitim sistemine geçmemiz gerekmektedir. Eğitimde, evrensel değerlere göre biçimlendirilmiş, ‘doğru ya da nitelikli yetiştirmek’ amacımız olmalıdır.

Egzersiz eğitim programları; çocuğun fiziksel uygunluğunu, algısal motor becerilerini ve sosyal-duygusal özelliklerini değiştirecek şekilde tasarlanmalı ve bireyin hareket eğitim programına, hazır bulunuşluğunun olup olmadığını tespit edilebilmelidir. Okullar, erken yaşlardan itibaren, öğrencilerine, kendi öğrenmelerini eleştirel şekilde yansıtmaları ve yönetmeleri, özerk ve iş birliği içinde çalışmaları, gerektiğinde bilgi ve destek aramaları ve yeni teknolojilerin sağladığı tüm imkanları kullanmaları için, bu yeterlikleri öğreterek geliştirmelerine yardımcı olacak şekilde programlanmalıdır.
Sportif performansını üst düzeyde tutmak isteyen bireyler için de hareket eğitimi son derece önemlidir. Hareket eğitimi paylaşmayı, duyguları yansıtmayı ve özgür hareket edebilmeyi sağlar. İnsan hareket kalitesini ve hareket sağlığını geliştirebilmek için bilişsel, duyuşsal, sosyal ve fiziksel gereksinimlere ihtiyaç duyar. Bu gereksinimler sayesinde nasıl davranacaklarını, nasıl tepkide bulunacaklarını ve nasıl hareket edeceklerini öğrenirler. Hareket eğitimi kişilerin kalıtımsal özelliklerinin geliştirilmesini sağlarken psikolojik olarak da motivasyon ve başarı kazandırır.
İnsan maddî zenginliklere sahip olmaktan haz duymaz, bazıları da düşünmekten, insan yaşamının anlamını araştırmaktan, gerçekliği temaşa etmekten haz alır. Felsefe herşeyden önce insana haz verir. Hareket ve spor da insana haz verir. İnsan varlığının bir beden kadar bir ruha da sahip olduğunu, insanın gerçek amacına yalnızca bedensel isteklerini karşılamakla kalmayıp, ruhsal ihtiyaçlarını da giderdiği zaman ulaşabileceğini unutmazsak, bu durum daha açık hale gelir. Bu durumda spor ve felsefeyi birlikte yaşadığımızda hem ruhumuzu hem de bedenimizi doyurmuş oluruz.