Açıklama
Belli bir grup, site yada soyun gücünü ve dehasını gösterme alanı olarak “athletik yarışmalar”; eski yunan ve Ortadoğu’da; çok önemsenmiştir. İdeal Athlet (yarışmacı); soylu ve erdemli olan; “aidos” sözcüğü ile nitelendirilmiştir. Nitelemeyi yapan Pindaros daha ileri giderek “iyi bir savaşçı olmanın koşulu, iyi ve gerçek bir athlet olmak ile mümkündür” o günlerin gerçek idealini ortaya koymuştur. Modern Olimpiyatlar ve günümüz sporu antik ideali yaşatma savı ile çelişkili bir konuma düşmüştür. Soyluluk Anlayışı tarihin çöp sepetine atılmıştır. Erdemli olma düşüncesi ise “Hümanizm Akımı” ile büyük önem kazanmıştır. Günümüzde “Sportif Erdem” modern sporun ideali konumuna evrilmiştir. Hedef ideal eşit yarışma koşullarında, dürüst (erdemli) bir rekabet olmaktadır. Eşitliğin henüz sağlanmadığı bir dünyadayız. İşte tam bu noktada spor ile felsefenin önemli bir alanı olan (etik) buluşmaktadır. Spor Etiği, Spor Sosyal olayının aktörleri tarafından, hep gözetiliyormuş gibi yapılır; yine de tartışmalı kurallar ve uygulamalarla gündemde tutulur. “Fair-Play” ödülü uygulamasında olduğu gibi. Yarışma için çok olağan olan bir davranışın ödüllendirilmesi kanımca ironiktir. Erdemli bir yaklaşımın görüldüğü yerde ödüllendirildiği bir ortamda etik tartışmaları kaçınılmaz olmalıdır.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.